Anne ya da Babanın Ölümü

Aile bir sistemdir ve her ailenin kendine özgü bir dengesi vardır. Aileye giren, çıkan, değişen faktörler ve ailenin yapısında meydana gelen değişimler, ailenin dengesini bozar; bebeğin dünyaya gelmesi, aileden birinin ayrılması (ölüm, uzun süreli ev dışında yaşama zorunluluğu), boşanma vb. değişimler. Ailenin dengesi bozulursa, (yeni bir dengeye kavuşuncaya kadar) aile bireyleri bundan olumsuz etkilenirler. Elbette ailenin dengesini derinden sarsan değişim ölümdür.

Ebeveynlerden birinin ölümü tüm aile bireylerini etkiler. Ölümün diğer bireyler üzerindeki etkisini belirleyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz:

- Olağan kayıp: Her kayıp elbette çok üzüntü vericidir. Ancak ölen kişinin kaybı, sağlık durumu, yaşı vb. özellikler yakınları tarafından kabullenmesinde rol oynayabilir.

- Olağandışı kayıp: Bu kayıp türünde ani ve beklenmedik kayıplar, kaza nedeniyle yaşanan kayıplar, kalp krizi gibi beklenmedik bir anda ortaya çıkan kayıplar, cinayet nedeniyle ortaya çıkan kayıplar, genç yaşta ortaya çıkan kayıplar vb. nedenler kaybın kabullenilmesini ve ölümün bireyler üzerindeki etkilerini daha yıkıcı hale getirebilir.

Çocuğun yaşı küçüldükçe annenin kaybı çocuk için daha yıkıcıdır. Kendisiyle duygusal yakınlığı kurmuş ve özdeşim modeli olarak seçilmiş ebeveynin kaybı, ölen kişinin anne ya da baba olmasından daha önemlidir. Çocuklarda annenin kaybi genellikle sevgi, şefkat ve yakınlık ihtiyacını ortaya çıkarırken, babanın kaybı çocukta güven, güvence, güçlü hissetme gibi ihtiyaçları doğurur.


Ebeveynin ölümü çocuk açısından tüm sistemin değişmesi anlamına gelir. Ailede roller değişir, ilişkiler değişir, sorumluluklar değişir, alışkanlıklar değişir, ritüeller değişir ve hatta çocuğun aile içindeki rolü değişir. Hatta ebeveynin ölümü çocuğun bir anda büyümesini zorunlu kılabilir. Çocuğun bu duruma uyum sağlaması kolay değildir, yetişkin desteğine ve yakın ilişkilere ihtiyacı vardır.

Randevu Al