İlk ders zili çalıyor

İlk ders zili çalıyor

Uzm. Psk. Süleyman Hecebil

Okullar başlıyor ve okula yeni başlayacak minik kalpler heyecanla ve hatta bazen kaygıyla çarpıyor. Sadece onların yürekleri mi? Hayır. Anne - Babalarının da yürekleri kıpır kıpır. Öncelikle tüm öğrencilere, öğretmenlere ve velilere neşeli, keyifli ve başarılı bir yıl diliyorum.
 
Okula başlamak çocuk için “sosyal doğum”dur. Birkaç yıl önce “fizyolojik” olarak dünyaya gelen çocuk için ikinci bir doğumdur okula başlamak. Okullar çocuklarımız için sosyal doğumun gerçekleştiği yerlerdir. Nasıl ki yeni doğan bir bebek, dünyaya tam bir bağımlılık ve çaresizlik içinde geliyorsa, okula başlayan çocuk da sosyal anlamda tam bir bağımlılık ve çaresizlik içindedir; okul ve öğretmenler tarafından korunmaya, desteklenmeye ve cesaretlendirilmeye ihtiyacı vardır.

Okula başlamak bazı çocuklar için ve hatta anne-babalar için kaygı verici olabilir. İlk kez sosyal bir kurumda kendi başına var olmaya çalışmak, tüm temel ihtiyaçlarını yardım olmaksızın karşılamak, tanımadığı bir ortamda tanımadığı insanlarla birlikte olmak çocuk için kaygı verici olabilir. Çocuk kaygısını kontrol etmeye başladığında uyum sorunu giderek azalır. Çocukların okula uyum süresi birbirinden oldukça farklılık gösterir; bir grup çocuk hemen ilk derste uyum sağlayabilirken bir grup çocuk bir kaç gün içinde uyum sağlayabilmektedirler. Çok az sayıda çocuk da okula uyum sağlayabilmek için günler hatta haftalara ihtiyaç duyabilirler. Üç hafta geçtikten sonra hala uyum sağlayamayan çocukların ve ailelerinin kaygı sorunları ile yakından ilgilenmek gerekir. Farkındaysanız burada ailelerin kaygısından da söz ettim, çünkü üç hafta sonra uyum sağlayamayan çocukların genellikle annelerinde kaygı sorunu ile karşılaşmak büyük olasılıktır. Çocuk okuldaki ortamla baş edemeyeceği, zarar görebileceği, okulda kaybolabileceği ve hatta kendisi okuldayken annesinin başına kötü bir şey gelebileceği veya annesini bulamayabileceği kaygısını yoğun olarak yaşar. Bu durumda olan çocukların anneleri de (nadiren babaları), çocuğun okulda zarar görebileceği, okul ortamı ile baş edemeyeceği ve hatta okulda kaybolabileceği kaygısını yaşarlar. Bu nedenle uyum süresi üç haftayı geçmiş çocukların ve annelerinin kaygısı ile yakından ilgilenmek gerekir. Okul başladıktan altı hafta sonra bile uyum sağlayamayan çocukların kronik kaygı, okul fobisi, sosyal fobi, travmatik yaşantı gibi sorunları olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır.

Okula yeni başlayan tüm çocukların üç temel ihtiyacı vardır:

• Bağlanma ihtiyacı: Temel bağlanma anne – çocuk arasında doğumdan hemen sonra kurulan duygusal bağ anlamına gelir. Bebek anne ile kurulan bu duygusal bağa tutunarak dünyaya uyum sağlamaya ve tutunmaya çalışır. Anne-bebek arasındaki bağlanma güvene dayalı bir bağlanma ise bebek kaygısız, mutlu ve huzurlu bir biçimde gelişmeye ve uyum sağlamaya devam eder. Eğer söz konusu bağlanma kaygı ve korkuya dayalı bir bağlanma ise kaygılı bir yaşama tutunmayı, kaygılanmayı ve girişimde bulunmaktan sakınmayı öğrenir. Okula başlayan çocuğun okul ortamında güvenle bağlanabileceği, yardım çağrısında bulunabileceği en az bir yetişkinin (bu genellikle öğretmen olur) olması onun okula uyumunu kolaylaştıracaktır.

• Güven ihtiyacı: Çocuğun okuldaki ortamı tanıması, yıl boyunca onunla temas edecek kişilerle tanışması, ihtiyaç duyduğunda her an yanında bir destek bulabileceğini deneyimlemesi ve buna inanması, okul ortamında güven içinde var olabileceğini deneyimlemesi ve buna inanması güven ihtiyacının karşılanması için gereklidir.

• Kabul ve onay ihtiyacı: Çocuğun okulda sevgi ve hoşgörülü bir ortamda olması, öğretmeninden ve arkadaşlarından olumlu geribildirimler alması kabul ve onay ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olur. Çocuğa ismiyle hitap edilmesi, oyun ve etkinliklerde rol verilmesi, sınıf ortamında ona ait dolabın üstünde isminin olması, sınıftaki panoda resminin asılı olduğunu görmesi büyük önem taşır.

Uyumlu, doyumlu ve keyifli bir yıl diliyorum.

Paylaş:
WhatsApp
Randevu Formu
Randevu Formu
  • Görüşme Şekli
  • KVKK metnini okudum, onaylıyorum.